Pirate Gold Deluxe
Pirate Gold Deluxe… ismini duydun mu, hemen gözünün önüne sarıklı, altın dişli, “Hazır ol tayfa!” diye bağıran bir korsan gelir. Ama bu oyundaki tayfa, bildiğin para taşıyor. Hem de sağlam taşıyor. Slotter’da korsan olmak varmış be kardeşim!
Oyunu açtım, karşımda amansız bir deniz, batmak üzere olan bir gemi değil, koca bir ganimet haritası. İç ses hemen konuştu: “Ooo bu oyun iş yapar.” Ve ilk spin… Tık! Altın keseleri dönüyor, papaganlar bağırıyor. Dedim ki: “Korsanlık buysa, Jack Sparrow boşuna uğraşmış.”
Oyunun teması efsane. Sanki tropik adalarda hazine arıyorsun ama kumun altında değil, çarkın içinde. Görseller şahane, animasyonlar tatlı. Her şey olması gerektiği gibi: ne eksik, ne fazla. Bir de müzik var ya… insanın içini gıdıklıyor resmen.
Bu slotta asıl olay o altın keseleri. Üç tanesi geldi mi hop, bonus moduna geçiyorsun. Orada işler değişiyor. Her yeni kese, kalan dönüşü sıfırlıyor. Ekran doldukça doluyor. Kimi kese içi boşmuş gibi, kimi de mini jackpotlarla dolu. Gözüm parlıyor, kalbim pıt pıt… “Bir tane daha gelsin, ekranı komple sarıya boyayacağım.”
Hele o Mega Jackpot var ya… gelirse yazlık alırsın. Ha, gelmese de moral bozulmaz. Çünkü oyun hep bir şeyler veriyor. Küçük küçük, azar azar, ama mutlu edecek şekilde. Bazen “bu son” diyorsun, sonra bir kese daha düşüyor, dön baba dönelim.
Slotter’da bu oyunu oynarken bir yandan kendini korsan gibi hissediyorsun, bir yandan da paranın gerçekliğini yaşıyorsun. Çünkü kazandığın para tak diye hesaba geçiyor. Donanma gibi hızlılar, korsan gibi bonkörler. Sistem akıcı, destek her daim hazır.
Slotter farkı işte bu. Sadece oyun oynatmıyor, hikâyenin parçası yapıyor seni. Ekranın başında değilmişsin de, sanki gemi güvertesindesin. Altın kese senin cebine düşüyor gibi. Hele o anlar… anlatılmaz, yaşanır.
Hayat bir okyanussa, bu oyun onun saklı hazinesi. Pirate Gold Deluxe seni sadece döndürmüyor, içine çekiyor. Her spin bir rota, her kazanç bir ada. Yeter ki dümeni bırakma, tayfan hazır, hazine yakın. Cesaret et, çarkı çevir… çünkü bu gemi altın kokuyor.
Bak şimdi... Hot to Burn öyle öyle bir isim ki, daha başlamadan içini ısıtıyor. Dedim,…
Bak... sana bir şey anlatıcam. Hani hayatta bazı şeyler var ya, "Dokundun mu yakar" tarzında...…
Bazen oyunların da karakteri olur. Hani böyle seni ya yorar ya sarar... Gems Bonanza? O…
Hayat bazen pembe saçlı, kanatlı bir anime kızına bakarken anlam kazanır. Abarttım mı? Belki biraz.…
Bazı oyunlar vardır, adını duyarsın ve anlarsın. Hiç kıvırmaz. Ne bekliyorsan onu verir. Fire Hot?…
Şimdi şöyle bir şey var dostum… Bazı oyunlar vardır, başına oturduğunda “bi' beş dakika bakayım”…