Taş mı bu, mücevher mi? Gems Bonanza
Bazen oyunların da karakteri olur. Hani böyle seni ya yorar ya sarar… Gems Bonanza? O tam bir sarılmalık. Ama böyle elektrikli battaniye gibi değil, bildiğin yakıyor. Slotter’da denk geldim bu güzelliğe. Dedim, “N’oluyo be, ekran patladı mı ne bu renkler?”
Taş Değil, Bu Bildiğin Hazine
Gems Bonanza ilk açıldığında neyle karşılaşacağını bilemiyorsun. Ekranda bir sürü taş, takı, mücevher… ama öyle cafcaf değil. Bir ciddiyet var oyunda. Öyle çiğ çiğ parlama derdinde değil, klas duruyor. Renkli ama havalı. Slotter zaten bu konuda seçici. Ne abuk subuk oyun alır, ne dandik görselliği tolerans eder. Bu taşlar başka yani.
Oyunda “sıra dışı kazanç” denen şey gerçek oluyor. Kombinasyonlar patlayınca ekrandaki taşlar domino gibi yıkılıyor. O an öyle bir tat geliyor ki, sanki kafana kasa düşmüş gibi. Her patlamada, içten içe “devam et oğlum, bırakma bizi” diyorsun.
Dön Baba Dönelim: Özellikler ve Çarpanlar
Gems Bonanza’nın olayı ne biliyor musun? Aniden gelen o özellikler. Quantum Leap diyorlar. Yok sarı taşlar ekranı kaplasın, yok mor olanlar çarpanla gelsin… Çılgınlık seviyesi. En sevdiğim? Nükleer özelliği. Temiz ekran, yeni kombinasyon, taze umut. O an bir şey oluyor insana. “Hadi lan, bu sefer olacak” hissi.
Ve çarpanlar… hele x15 gelirse… yeminle koltuktan düşüyordum az kalsın. Slotter’da bu oyunu oynarken kendini Las Vegas’ta gibi hissediyorsun. Aradaki tek fark? Kolunu kaldırmadan kazanıyorsun.
Slotter’la Renkli Rüyalar
Slotter, Gems Bonanza gibi oyunları senin önüne getiriyor ya… işte bu yüzden seviyorum bu siteyi. Karmaşık şey yok. Giriş yapıyorsun, tıklıyorsun, hoop oyunun içindesin. Ne reklam, ne “önce üyelik onayı” geyiği. Net oynuyorsun.
Bir de mobilde akıyor bu oyun. Otobüste, yatakta, kuyrukta… Gems Bonanza aç, stres kapat. Slotter zaten sistemi öyle kurmuş ki, oyun hızını hiç düşürmüyor. Sana sadece keyif kalıyor.
Her Taşta Bir Hikaye
Her oyunda bir an var. Hani şöyle duraksarsın. Bakarsın ekrana. “Bu oyunu iyi ki keşfetmişim” dersin. Gems Bonanza o anı sana yaşatıyor. Kimi zaman üç taşla, kimi zaman o sarı patlamayla.
Bu oyunu kötülersen, hayatı da kötülersin. Çünkü renkli şeyleri sevmek, biraz da yaşama şükretmektir. O yüzden bir kere dene. Belki senin de taşların yerine oturur. Belki bir zincirleme patlamayla gülümsemeye başlarsın.